ÖSS'de puanlama sistemi değişiyor
2010 yılında uygulanacak yeni üniversite giriş sınav sistemi ile ilgili bilgi veren Prof. Yarımağan, sistemin detayları belli olmamakla birlikte ana çerçevesinin belli olduğunu bildirdi.
Yarımağan, giriş sınavının Nisan ayının başlarında Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ve Haziran ayı sonunda Lisansa Yerleştirme Sınavı (LYS) adlarıyla iki aşamalı şekilde gerçekleşeceğini, ilk aşamada sözel, sayısal, eşit ağırlıklı puan türlerinde mevcut hesaplamadaki gibi 165 gibi bir baraj puanının üzerinde başarı elde edenlerin ikinci aşamaya girebileceklerini söyledi.
Birinci aşamadaki sınavda alınan dereceyle Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) programları, meslek yüksek okulları ile bazı lisans programlarına girilebileceğini kaydeden Yarımağan, meslek yüksek okullarına sınavsız giriş için çalışmaların devam ettiğini de hatırlattı.
Yarımağan, ders düzeyinde başarıyı ölçecek ikinci aşamada girmek istedikleri programla ilgili sınavlara katılacak öğrencilere ''Matematik/Geometri'', ''Fen Bilimleri'', ''Türk Edebiyatı Dil Anlatım/Coğrafya'', ''Sosyal Bilimler'' ve ''Yabancı Dil'' testlerini içeren 5 sınav sunulacağını ifade etti.
Örneğin mühendislik isteyen bir adayın bu sınavlardan sadece ''Matematik/Geometri'' ile ''Fen Bilimleri'' testlerinden oluşan 2 sınava gireceğini anlatan Yarımağan, adayın birden çok bölüme girmek istemesi halinde ilgili diğer sınavları da alabileceğini belirtti.
İkinci aşamada, Türkçe Sosyal (TS), Türkçe Matematik (TM) ve Matematik Fen (MF) gibi 3 alanın her birinde birden fazla puan türü hesaplanacağını, örneğin Tıp Fakültesine girmek isteyen öğrencinin hesaplanan bir MF puanında Fizik ve Matematik yerine Biyoloji ve Kimya'nın ağırlıklı olacağını kaydeden Yarımağan, ''Farklı programlara göre puanlama oluşturacağız. Böylece seçme ve yerleştirmenin daha etkin ve daha verimli olmasını sağlayacağız'' diye konuştu.
Ünal Yarımağan, MF, TM ve TS olarak belirlenen 3 grubun her birinde 15-20 adet puan türünün, yabancı dil grubunda da girilecek programın ağırlığına göre birkaç puan türünün hesaplanabileceğini bildirdi.
İleride üniversitedeki her programın kendi puan türünün de olabileceğini belirten Yarımağan, ''6 bin programın 6 bin puan türü olabilir. Her program, kendi öğrenci profilini seçebilir'' dedi. Bu sistemin ileride yapılması düşünülen açık uçlu, kısa cevaplı sorulardan oluşan sınav sisteminin de alt yapısını oluşturacağını belirten Yarımağan, ''öğrencilerin sentez yapabilme ve ifade yeteneği ölçülemediği'' gibi, eleştirileri gelecekte düşünülen sistemle aşacaklarını söyledi.
Yarımağan, öğrencinin ilgisinin sadece üniversite sınavında çıkan konulara odaklanmasının da başka bir eleştiri konusu olduğuna işaret ederek, ''Bazı okullarda üniversite sınavında olmayan konuların işlenmediğine dair duyumlar alıyorduk. Biz şimdi bu sistemle bunu önledik. Biz elimizden geleni yaptık. Lise 12. sınıfta okutulan zorunlu derslerin tümünden son üniteye kadar sormaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yarımağan, bu derslerin işlenmesinin ÖSYM'nin değil, MEB ve öğretmenlerin elinde olduğunu belirtti.
Yarımağan, öğrencinin kendi alanı dışında başka bir sınava girip tercih yapıp yapamayacağı ile ilgili bir kısıtlamanın getirilmediğini söyledi.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yarımağan, ''Ortaöğretim başarı puanı 2. sınavı etkileyecek mi? Bunun etkisi azaltılacak mı?'' sorusu üzerine, yasaya göre ortaöğrenim başarısının üniversiteye girişte kullanılmasının zorunlu olduğunu hatırlatarak, ancak bu konuda henüz alınmış bir kararın olmadığını dile getirdi.
-ALAN-ALAN DIŞI KATSAYI MAKASI-
Alan-alan dışı katsayılarıyla ilgili bir soru üzerine, bununla ilgili kişisel görüşünün alan ve alan dışı katsayılarının devam etmesi ancak aradaki farkın azaltılması yönünde olduğu ifade eden Yarımağan, katsayı farkından dolayı Fen bölümü mezunu bir öğrencinin hukuk fakültesine girmesi için 45 soru daha çözmesi gerektiği örneğini verdi. Yarımağan, ''Bunun yumuşatılması lazım. Mesela alan ve alan dışı katsayılarında 0.8-0.3 farkı yerine, biri 0.8, diğeri 0.6 olabilir' diye konuştu.
Kesin kararın Yükseköğretim Genel Kurulunda alınacağını dile getiren Yarımağan, şöyle konuştu:
''Öğrenci ve velilerin tedirgin olmasını etkileyecek bir durum yok, mevcut sistemin ayrı sınavlara dönüştürülmüş hali. Benzer sorular sorulacak. Değişen nedir? Daha çok soru soracağız ama ayrı günlerde soracağız. Daha sağlıklı bir yerleştirme olacak. Adaylar bilgi ve yetenekleriyle daha uyumlu programlara girebilecekler.''
-ORTAÖĞRETİM BAŞARI PUANININ ETKİSİ-
Yarımağan, doğru alan seçiminin yine önemini koruyacağını belirterek, ortaöğretimde iyi öğrencilerin fen bölümlerine, onu başaramayanların Türkçe-matematik bölümüne ve ikisini de başaramayanların Türkçe-Sosyal alanlarına kaydırılmasını da eleştirdi.
Ortaöğretim başarı puanının kaldırılması ile ilgili bir soruya karşılık Yarımağan, ortaöğretim başarı puanının eski yönteme göre daha sağlıklı hale geldiğini, çünkü Türkiye'de not verme sisteminin standart olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Yarımağan, öğrencilerin ortaöğrenimde sınıflandırılarak, fen lisesi, Anadolu lisesi ve genel liselere bölündüğünü, fen lisesinin en başarısız öğrencisinin bile lise son sınıfa geçiş yaptığı genel lisede başarılı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugünkü sistemde hangi okulda olursa olsun herkese eşit şartlar veriyoruz. Ortaöğretim başarı puanının etkisini azaltırsanız Anadolu illerinde üniversiteye girenlerin sayısında çok azalma olur. Ortaöğretim başarı puanı kullanılmaya devam edecek. Etkisi şu anda yüzde 21, bence bu en fazla yüzde 18 olabilir ama yüzde 5'lere, 10'lara indirirseniz sosyoekonomik durumu düşük illerimizden üniversiteye girenlerin sayısı zaten az, daha da azalır.''
Prof. Dr. Yarımağan, konuşmasında meslek yüksek okullarında alınacak eğitimin ve ara eleman yetiştirilmesinin de önemini vurguladı.
Mesleki eğitiminin cazip hale getirilmesinin ek puan uygulamalarıyla olamayacağını kaydeden Yarımağan, bunun bir arz talep meselesi olduğunu, öğrencinin iş bulması halinde bu eğitimi tercih edebileceğini ifade etti.
Yarımağan, Türkiye'nin yurt dışıyla kıyaslanmaması gerektiğini belirterek, sorulan en basit problemin lise mezunu öğrencilerden sadece yüzde 50'si tarafından cevaplandığını anlattı.
Prof. Dr. Yarımağan, ''Türkiye'nin eğitim konusunda çok ciddi sorunları var. Biz bu eğitim sorununu çözmeden her şeyi üniversite giriş sınavıyla çözeceğimizi düşünüyorsak aldanıyoruz'' dedi.
Üniversite mezunlarının işsiz kalmasının eleştirildiğine değinen Yarımağan, ''Yine de ben herkese lisans öğrenimi fırsatı verilmesinden yanayım'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yarımağan, lisede olgunluk sınavının yapılması ile ilgili de bu sınavın bütün okullarda aynı şekilde yapılması yerine, okullara ve derslere göre oluşturulması halinde işe yarayacağını vurguladı.
-''NİSAN AYINDA 67 YAŞIMA GİRECEĞİM DOĞRU''-
Prof. Dr. Ünal Yarımağan, emekli olmasıyla birlikte soru hazırlayanların da kurumdan ayrılacağına ilişkin söylentiler bulunduğunun belirtilmesi üzerine, ''Nisan ayında 67 yaşımı tamamlayacağım doğru. 37. maddeye göre göreve yönlendirildim. Ne olacağını ben de bilmiyorum. Hiçbir şey olmayacak gibi çalışıyorum ama ben ayrıldığımda soru hazırlayanların da ayrılacağı doğru değil'' dedi.
2009 yılı üniversite sınavında bir değişiklik olup olmadığı ile ilgili bir soru üzerine Prof. Dr. Yarımağan, fizik sorularının 13'ten 10'a inmesi gibi küçük değişiklikler haricinde bir değişikliğin olmadığını, kontenjanların ise artırılmayacağını bildirdi.
Yeni üniversite sınavının adıyla ilgili Yarımağan, ''ÖSS ismi çok kullanıldı. ÖSS üzerinden çok şarkılar türküler, bize hakaret içeren bazı skeçler de hazırlandı'' diye konuştu.
Yarımağan, yeni sistem için kullanılan Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisansa Yerleştirme Sınavı (LYS) isimlerinin ileride de kullanılabileceğini söyledi.haber7
Yarımağan, giriş sınavının Nisan ayının başlarında Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ve Haziran ayı sonunda Lisansa Yerleştirme Sınavı (LYS) adlarıyla iki aşamalı şekilde gerçekleşeceğini, ilk aşamada sözel, sayısal, eşit ağırlıklı puan türlerinde mevcut hesaplamadaki gibi 165 gibi bir baraj puanının üzerinde başarı elde edenlerin ikinci aşamaya girebileceklerini söyledi.
Birinci aşamadaki sınavda alınan dereceyle Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) programları, meslek yüksek okulları ile bazı lisans programlarına girilebileceğini kaydeden Yarımağan, meslek yüksek okullarına sınavsız giriş için çalışmaların devam ettiğini de hatırlattı.
Yarımağan, ders düzeyinde başarıyı ölçecek ikinci aşamada girmek istedikleri programla ilgili sınavlara katılacak öğrencilere ''Matematik/Geometri'', ''Fen Bilimleri'', ''Türk Edebiyatı Dil Anlatım/Coğrafya'', ''Sosyal Bilimler'' ve ''Yabancı Dil'' testlerini içeren 5 sınav sunulacağını ifade etti.
Örneğin mühendislik isteyen bir adayın bu sınavlardan sadece ''Matematik/Geometri'' ile ''Fen Bilimleri'' testlerinden oluşan 2 sınava gireceğini anlatan Yarımağan, adayın birden çok bölüme girmek istemesi halinde ilgili diğer sınavları da alabileceğini belirtti.
İkinci aşamada, Türkçe Sosyal (TS), Türkçe Matematik (TM) ve Matematik Fen (MF) gibi 3 alanın her birinde birden fazla puan türü hesaplanacağını, örneğin Tıp Fakültesine girmek isteyen öğrencinin hesaplanan bir MF puanında Fizik ve Matematik yerine Biyoloji ve Kimya'nın ağırlıklı olacağını kaydeden Yarımağan, ''Farklı programlara göre puanlama oluşturacağız. Böylece seçme ve yerleştirmenin daha etkin ve daha verimli olmasını sağlayacağız'' diye konuştu.
Ünal Yarımağan, MF, TM ve TS olarak belirlenen 3 grubun her birinde 15-20 adet puan türünün, yabancı dil grubunda da girilecek programın ağırlığına göre birkaç puan türünün hesaplanabileceğini bildirdi.
İleride üniversitedeki her programın kendi puan türünün de olabileceğini belirten Yarımağan, ''6 bin programın 6 bin puan türü olabilir. Her program, kendi öğrenci profilini seçebilir'' dedi. Bu sistemin ileride yapılması düşünülen açık uçlu, kısa cevaplı sorulardan oluşan sınav sisteminin de alt yapısını oluşturacağını belirten Yarımağan, ''öğrencilerin sentez yapabilme ve ifade yeteneği ölçülemediği'' gibi, eleştirileri gelecekte düşünülen sistemle aşacaklarını söyledi.
Yarımağan, öğrencinin ilgisinin sadece üniversite sınavında çıkan konulara odaklanmasının da başka bir eleştiri konusu olduğuna işaret ederek, ''Bazı okullarda üniversite sınavında olmayan konuların işlenmediğine dair duyumlar alıyorduk. Biz şimdi bu sistemle bunu önledik. Biz elimizden geleni yaptık. Lise 12. sınıfta okutulan zorunlu derslerin tümünden son üniteye kadar sormaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yarımağan, bu derslerin işlenmesinin ÖSYM'nin değil, MEB ve öğretmenlerin elinde olduğunu belirtti.
Yarımağan, öğrencinin kendi alanı dışında başka bir sınava girip tercih yapıp yapamayacağı ile ilgili bir kısıtlamanın getirilmediğini söyledi.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yarımağan, ''Ortaöğretim başarı puanı 2. sınavı etkileyecek mi? Bunun etkisi azaltılacak mı?'' sorusu üzerine, yasaya göre ortaöğrenim başarısının üniversiteye girişte kullanılmasının zorunlu olduğunu hatırlatarak, ancak bu konuda henüz alınmış bir kararın olmadığını dile getirdi.
-ALAN-ALAN DIŞI KATSAYI MAKASI-
Alan-alan dışı katsayılarıyla ilgili bir soru üzerine, bununla ilgili kişisel görüşünün alan ve alan dışı katsayılarının devam etmesi ancak aradaki farkın azaltılması yönünde olduğu ifade eden Yarımağan, katsayı farkından dolayı Fen bölümü mezunu bir öğrencinin hukuk fakültesine girmesi için 45 soru daha çözmesi gerektiği örneğini verdi. Yarımağan, ''Bunun yumuşatılması lazım. Mesela alan ve alan dışı katsayılarında 0.8-0.3 farkı yerine, biri 0.8, diğeri 0.6 olabilir' diye konuştu.
Kesin kararın Yükseköğretim Genel Kurulunda alınacağını dile getiren Yarımağan, şöyle konuştu:
''Öğrenci ve velilerin tedirgin olmasını etkileyecek bir durum yok, mevcut sistemin ayrı sınavlara dönüştürülmüş hali. Benzer sorular sorulacak. Değişen nedir? Daha çok soru soracağız ama ayrı günlerde soracağız. Daha sağlıklı bir yerleştirme olacak. Adaylar bilgi ve yetenekleriyle daha uyumlu programlara girebilecekler.''
-ORTAÖĞRETİM BAŞARI PUANININ ETKİSİ-
Yarımağan, doğru alan seçiminin yine önemini koruyacağını belirterek, ortaöğretimde iyi öğrencilerin fen bölümlerine, onu başaramayanların Türkçe-matematik bölümüne ve ikisini de başaramayanların Türkçe-Sosyal alanlarına kaydırılmasını da eleştirdi.
Ortaöğretim başarı puanının kaldırılması ile ilgili bir soruya karşılık Yarımağan, ortaöğretim başarı puanının eski yönteme göre daha sağlıklı hale geldiğini, çünkü Türkiye'de not verme sisteminin standart olmadığını belirtti.
Prof. Dr. Yarımağan, öğrencilerin ortaöğrenimde sınıflandırılarak, fen lisesi, Anadolu lisesi ve genel liselere bölündüğünü, fen lisesinin en başarısız öğrencisinin bile lise son sınıfa geçiş yaptığı genel lisede başarılı olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugünkü sistemde hangi okulda olursa olsun herkese eşit şartlar veriyoruz. Ortaöğretim başarı puanının etkisini azaltırsanız Anadolu illerinde üniversiteye girenlerin sayısında çok azalma olur. Ortaöğretim başarı puanı kullanılmaya devam edecek. Etkisi şu anda yüzde 21, bence bu en fazla yüzde 18 olabilir ama yüzde 5'lere, 10'lara indirirseniz sosyoekonomik durumu düşük illerimizden üniversiteye girenlerin sayısı zaten az, daha da azalır.''
Prof. Dr. Yarımağan, konuşmasında meslek yüksek okullarında alınacak eğitimin ve ara eleman yetiştirilmesinin de önemini vurguladı.
Mesleki eğitiminin cazip hale getirilmesinin ek puan uygulamalarıyla olamayacağını kaydeden Yarımağan, bunun bir arz talep meselesi olduğunu, öğrencinin iş bulması halinde bu eğitimi tercih edebileceğini ifade etti.
Yarımağan, Türkiye'nin yurt dışıyla kıyaslanmaması gerektiğini belirterek, sorulan en basit problemin lise mezunu öğrencilerden sadece yüzde 50'si tarafından cevaplandığını anlattı.
Prof. Dr. Yarımağan, ''Türkiye'nin eğitim konusunda çok ciddi sorunları var. Biz bu eğitim sorununu çözmeden her şeyi üniversite giriş sınavıyla çözeceğimizi düşünüyorsak aldanıyoruz'' dedi.
Üniversite mezunlarının işsiz kalmasının eleştirildiğine değinen Yarımağan, ''Yine de ben herkese lisans öğrenimi fırsatı verilmesinden yanayım'' diye konuştu.
Prof. Dr. Yarımağan, lisede olgunluk sınavının yapılması ile ilgili de bu sınavın bütün okullarda aynı şekilde yapılması yerine, okullara ve derslere göre oluşturulması halinde işe yarayacağını vurguladı.
-''NİSAN AYINDA 67 YAŞIMA GİRECEĞİM DOĞRU''-
Prof. Dr. Ünal Yarımağan, emekli olmasıyla birlikte soru hazırlayanların da kurumdan ayrılacağına ilişkin söylentiler bulunduğunun belirtilmesi üzerine, ''Nisan ayında 67 yaşımı tamamlayacağım doğru. 37. maddeye göre göreve yönlendirildim. Ne olacağını ben de bilmiyorum. Hiçbir şey olmayacak gibi çalışıyorum ama ben ayrıldığımda soru hazırlayanların da ayrılacağı doğru değil'' dedi.
2009 yılı üniversite sınavında bir değişiklik olup olmadığı ile ilgili bir soru üzerine Prof. Dr. Yarımağan, fizik sorularının 13'ten 10'a inmesi gibi küçük değişiklikler haricinde bir değişikliğin olmadığını, kontenjanların ise artırılmayacağını bildirdi.
Yeni üniversite sınavının adıyla ilgili Yarımağan, ''ÖSS ismi çok kullanıldı. ÖSS üzerinden çok şarkılar türküler, bize hakaret içeren bazı skeçler de hazırlandı'' diye konuştu.
Yarımağan, yeni sistem için kullanılan Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisansa Yerleştirme Sınavı (LYS) isimlerinin ileride de kullanılabileceğini söyledi.haber7